Sakura - Kiraz Çiçeği

    Geldi Bahar Ayları Gevşer Sakura Yaprakları

    1024 768 janjan
    • 0

    Stockholm’e nihayet bahar geldi! Nisan ile kendini belli etmeye başlayan güneş, özellikle bütün kışı cascavlak geçirmiş ağaçlar ve bahçeler tarafından da coşkuyla karşılandı! Parkları ile meşhur şehrin bu mevsimde uğrak noktası olan en ilgi çekici parkları ise Japon kiraz çiçeği ağaçlarının bulunduğu üç park: Kungsträdgården, Bysistorget ve Luma Park. 

    Aslında bahar ile yol kenarlarında veya etrafa dağılmış gelişi güzel sakuraları görmek de mümkün. Ancak yukarıda bahsettiğim üç park ağaç yoğunluğu açısından fotoğraf çekimi, fika ya da diğer aktiviteler için daha elverişli. 

    Kungsträdgården hem konumu hem de popülerliği göz önünde bulundurduğumuzda en kolay ulaşılabileni. Gün içinde saatten bağımsız kiraz çiçeği ağaçlarını görmeye gelmiş epeyce turist görmek mümkün. Aralarında Uzakdoğulu turistleri gördükçe şaşırmadan edemiyor insan. Her ne kadar Mayıs ortasına gelsek de son ziyaretimizde sadece ağaçları değil bir köşede son kalan kar yığınını görmek de mümkün (bknz: instagram reelimiz). Kışın bir akşam, baharı göreceğimiz umudunu kaybettiğimiz zamanların biriydi hiç unutmam, aynı köşeden geçerken Yaban, o alana yayılmış çok daha devasa kar yığınına bakıp ağlamaklı “bu, yaza kadar erimeyecek biliyorsun değil mi?” diye sormuştu. Ben de içimden “yok artık Le Bron James, ne alaka” filan deyip dışımdan avutan şeyler söylemiştim. Kadın haklıymış, bu da böyle bana kapak olsun.

    Biz en ilk eve yakınlığı sebebi ile Luma Park’ı ziyaret etmiştik aslında. Hammarby sjöstad tarafındaki bu küçük park hemen Luma tramvay durağının kenarında yer alıyor. Turistseniz özellikle yolunuzun düşeceği bir yer değil. Ancak bu yazının konusundan bağımsız hemen yürüme mesafesindeki Adidas Outlet bu lokasyonun benim gözümdeki konumunu gereksiz yükseltiyor. Bizim parka gittiğimiz gün yavaştan yağmur atıştırıyordu ve gökyüzünün beyaz olmasından sebep istediğimiz kadar keyifle çekemedik. Öte yandan parkın devamında Hammarby alle caddesinden devam ettiğinizde yolun iki sırasınca dizilmiş keyifli restoran ve cafeler görebilirsiniz. Özellikle güneşli bir haftasonu öğlesinden insanların sakince alışverişlerini yapıp bir bira veya yiyecek eşliğinde güneşin tadını çıkardıklarını izlemek hoşuma gidiyor. Aynı caddede Yaban’ın görünce çıldırdığı Hemmakväll’de mevcut. Yani içinde kendinizi kaybetmelik şeker dükkânı! Beni arasanız da caddenin başındaki Systembolaget’in şarap reyonunda bulabilirsiniz. 

    Bysistorget’teki parkı dedikleri ise Şişli Camii önü kadar bir meydan aslında. Kiraz çiçeği ağaçları ile çevrelenmiş küçük bir meydan burası. Etrafında yine henüz denemediğimiz ancak yakın vadede uğrayacağımız vejetaryen bir restoran ve benzeri sushi restoranı ile cafeler mevcut. Mariatorget’te yer alan bu park aslında sadece Mariatorgette olması sebebi ile de uğrak yeri olabilir. Her sokağı ayrı bir keşif sebebi olan Mariatorget benim için Sodermalm adasındaki en ilginç uğraklardan biri.  

    Yine de eski bir İstanbul insanı olarak kapanış cümlem şu olacak ki, kiraz çiçekleri, pembiş yaprakları elbette çok güzel; öte yandan boğaz kenarında gelişi güzel dağılmış erguvanları anmamak yılın bu vakti, elde değil. 

    Yorum Yaz

    E-posta hesabınız yayımlanmayacak.